17 Ocak 2009

Musalla Taşından






Musalla taşı bir sonraki yolcusunu beklerken,boş duruyormuş gibi gözüksede,bir an bile olsa hatırlatıyor ölümü gaflette olanlara.





Çocukluğumun bir bölümünde oyun mekanlarımızdan biriydi cami bahçesi,mevsimine göre dut ağacından dut yerdik,ayva zamanı ayva,çimen olan bölümlerde yakar top oynardık,hiç bir şey yapamasak bile dış kapıda oturur gelen geçeni izler,ona buna laf atar,çocukluğumuzun neşesini,şımarıklığını yaşardık,ha arada birde namaza başlardık belli aralıklarla,ne kadar ilgi alaka gösterirdi yaşlı amcalar ve dedeler bizleri camide görünce,nerde olursak olalım susadığımız zaman,susuzluğumuzu ya mahalle çeşmesinde yada caminin şadırvanından giderirdik,hiç kimse eve gidip su içmeyi aklının bir köşesinden bile geçirmezdi,eve girersem belki bir daha dışarı salmazlar diye,işte bu çocukluk dönemimdeki cami bahçesindeki oyunlarımızda musalla taşının fakirde başka bir yeri ve anlamı var,yer ve anlam deyince sakın farklı şeyler düşünmeyim,çocukcana yer ve anlam daha buluğa ermemişimki,bendeniz o musalla taşının bir başına geçerek köşelerinden tutarak halter diye kullanırdım,kol kaslarımın güçlenmesi için,ne kadar sevinirdim musalla taşının bir kenarı yerine sabitken öteki yerini kaldırabiliyorum diye,çocukluk işte ölümün adını bilirsin, gerçeğinden çok uzaksındır,bazen cenaze geçerdi mahalleden çömelmişken ayağa kalkardık,ellerimizi arkaya saklardık neymiş efendim cenaze tırnaklarımızı görmesin,görürse iyi olmazmış,kim soktuysa bu olayı aklımıza,o zamanlar olmazsa olmaz bir kural olarak bilirdik tırnak saklamayı,bu tırnak olayını hiç kimseyede sormamıştım yoksa bizim mahalleye özgü bir davranışmıydı kimbilir ?



Neyse efendim bu haftaki cuma namazında hutbeyi yabancı bir imam okudu,hutbede yabacı bir imam görünce,sanırım cenaze var onun imamıdır diye aklımdan geçirdim,halbuki ezan okunurken camiye girmiştim hiç cenaze görmemiştim ve musalla taşına hiç dikkat etmemiştim,işte düşüncelerimin senaryoya dönüştüğü an bu andır,düşünebiliyormusunuz en büyük ihtimalle ve çok büyük bir terslik olmazsa,eninde sonunda geleceğim ve üstüne konacağım bir namazlık saltanat süreceğim musalla taşı dikkatimi çekmiyor,belkide üstünde cenaze olmayınca yanlız bir musalla taşı bir anlam taşımıyor,bu düşünceler içindeyken karar verdim bizim caminin musalla taşının bir fotoğrafını çekmeye ve bilgisayarımın ekranına o resmi koymaya ve devamlı musalla taşının gözümün önümde olması,nede olsa o hancı benim gibi ne yolcuları uğurlamıştır dört asırı aşkın süredir kara toprağın altına.


Düşünce karmaşası içindeyken fotoğraf makinamın arızalı olmasından dolayı nasıl fotoğraflıyacağım musalla taşını derken,o an için musalla taşında kendi cenazemin olduğu düşünce ceryanına kapıldım,evet o musalla taşında benim cenazem vardı,ama ne cenaze hala dünyayı bırakmış değil üstelik düşünüyorda,düşünen adamın düşüncesindeki cenazede düşünüyor,acaba cenaze arabasını nereye park etmişler diye,trafiği engelliyormudur acaba,uzak bir yeremi park ettiler,hadi yanlış park etmenin tedirginliğini anladım,bir mevtada olsam bir vatandaşlık görevi olan bir olayın düşünen bir mevtanın düşüncelerinde yer alması,peki cenaze arabasının park yerinin yakınlığının ve uzaklığının alakası nedirki,o mesafede korku kardeşim,korku ne kadar uzak olursa cenaze arabası gidiş o kadar uzun sürecek.
Tabiki evdeki hesap çarşıya uymuyor bir saltanatlık namazım kılındıktan sonra,o kadar cenazeye katılmama rağmen belkide benimde yaptığım ama farkında olmadığım,acelecilik dikkatimi çekti,omuzlardaydım,sağolsunlar cenazeme ilgi alaka çok fazlaydı ama insanlar o kadar aceleci davranıyorlardıki bir an evvel bu iş bitsin herkes yerini bulsun diye,tabi bendeniz bir mevta olarak bu aceleciliği hayretle izliyor ve şaşırıyordum ve bir ses duydum
''Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.''
İmam efendi Nahl suresini 90. ayetini okuyordu hutbe bitmişti,Cumanın iki farzından biri olan hutbede şu fakirin cenaze namazını kıldırdılar ve o anı yaşattılar düşüncede bile olsa.
Allah'ın Selameti Üzerinize Olsun.....

4 yorum:

Şimdi ben de çocukluğumu yaşadım.Benim de çocukluğumun geçtiği mekanlardan biriydi camii bahçesi.Özellikle Aksaray Valide Sultan Camii bahçesi.Yakalamaca oynardık o kocaman bahçece kardeşim ve arkadaşlarımla.Babam görevli olduğundan daha cep telefonu yoktu o zamanlar babamı çağırmaya giderdim ya da bir haber ulaştırmaya bolca...Musalla taşının boyu benden büyüktü,yatsam boyum doldurmaz taşı derdim...hep alttan bakardım ve yamuk olduğunu görürdüm...çok soğuk ve boştu çoğunlukla...2 taneydi ama yan yana...ben hep eşlerin aynı anda öldüğünü düşünürdüm ayrı kalmasınlar diye 2 tane var derdim kendimce.Arada o boş musalla taşı dolardı,ama ben çoğunlukla boş hatırlıyorum.Yıllar sonra oradan geçerken yine gördüm hatta özellikle baktım artık boyum büyüktü taştan hatta o taşı dolduracak kadar büyük...Artık koşturmaca yoktu bahçede ve ben musalla taşını dolduracak kadar büyüktüm...Ne zaman dedim ve hala diyorum ne zaman...
Yazınız beni nerelere götürdü,İyi ki yazmışsınız..Bakalım siz yazdıkça bizler neler hatırlayacağız...
Teşekkürler bu bloğunuz daha farklı daha güzel...
saygılar
n.b.

İlk önce değerli yorumun için teşekkür ederim.
Benim yazdığım yazım,sizin yorumunuz,bu ikisinden çıkardığım şu oldu,sanırım insan çocukluğunda daha çok ayrıntılara anlam yüklüyor çocukcana,safiyane anlamlar,şimdilerde komik ve anlamsız gibi gözüksede o anlamlar,o an için saf bir düşüncenin ürünleriydi,şimdilerde ciddi oldukda ne oldu her şeyi yüzeysel ve net olarak algılıyoruz,ayrıntılara ayıracak ne çocukca zamanımız var,nede çocukca safiyane hayalerimiz,halbuki insan oğlu kendisi geçmişte çözmüş olduğu problemleri çözdüğünü hatırlamadan ilk defa çözüyormuş gibi hayata sımsıkı sarılıyor.
Neyse lafı uzatmayayım evet bu blog ötekinden farklı,öteki tamamen alıntı yazılardan daha doğrusu çalıntı yazılardan oluşuyor,gerçi şunuda inkar etmeyeyim her bir alıntı,çalıntı yazı iş olsun diye paylaşmıyorum benim beğendiğim ve ruhuna hitap eden seçme yazılar,burdakiler ise kendi birikimlerim,anılarım ve hayal dünyamın yansımaları.
Saygı bizden,Hayırlı Günler.

cami avlusunda hic oynamadim,camiiye kurani kerim ögrenmeye gider gelirdim hic gözüme carpmamisti musalla tasi...taki ilk kaybim olna annemi kaybedene kadar.
gerci annemin cenazesinin kondugu musallayida görmek namazina dahil olmakta nasip olmadi ama neyse:(

kendi basina gelinceye kadar sanirim bazi seyleri kavrayamanlardanim ben ondan dolayi üzülüyorum kedim icin.duyarsizligima yaniyorum.

yaziniz cok etkiledi beni daha yeni bir kayip vermemizin etkisimidir yoksa tüm kayiplarima olan hasretimdenmidir bilemiyorum.

muhakkakki deginiz gibi bir namazlik saltanati yasayacagiz musallada Allahim hayirli ömür gibi ölümünde hayirlisi versin cümlemiz icin...

kaleminize ,yüreginize saglik...

SILA

Sıla hanım tüm ahirete yolcu ettiğiniz yakınlarınıza Allah Cc hazretlerinden Rahmet,siz geride kalanlarada sabırlar diliyorum.

Yorum Gönder